Art Nouveau Yeni Sanat akımının yaratıcısı Katalan mimar Antoni Gaudi’nin ilk önemli eseri olarak kabul edilen ve henüz ziyarete
açık olmayan yapı, 1883-1889 yılları arasında sanayici Manuel Vicens ve ailesi
için tasarlanarak, inşa edilmiştir. 2005 yılında UNESCO Dünya
Mirasları Listesine alınan yapının tasarımında magribi yani Fas tarzı mimari detaylar
kullanılmış. Evin kırmızı tuğla ve renkli
çinilerden oluşan cepheleri, tuğla fabrikası olan ev sahibi Vicens’in işine
övgü niteliğindedir. 2014 yılında 27 milyon euro’ya MoraBanc tarafından satın alınan Casa Vicens yakında büyük olasılıkla halkın ziyaretine açılacaktır.
1904-1906 yılları arasında Barcelona’nın tam
kalbinde inşa edilen Casa Batlló, Gaudi’nin sembolik tarzının
mükemmel bir yansımasıdır. Yapının gerçek dış cephesini çelik ve cam malzemeler
kullanarak yenileyen mimar, yapıyı orijinal ve fantastik bir tasarıma
dönüştürmüştür. Dalgaları anımsatan dış duvarlarda kullanılan rengârenk mozaik
ve seramiklere hayran kalmamak imkânsız. Çatısında dev bir ejderhanın
yattığını düşünebilirsiniz. Balkonlardaki kemik şekilli parmaklıları ise dev bir
hayvanın iskeletini sergiler gibi. Passeig de Gràcia’da yürürken fark etmemeniz
söz konusu değil.
Adı daha çok La Pedrera Taş Ocağı olarak bilinen Casa Mila, 1906-1922 tarihleri arasında Gaudi tarafından inşa edilen, dış cephesinde yer alan kıvrımlar ve girintiler sayesinde açık bir taş ocağını anımsatan binadır. Benzersiz yapısı, sanatsal ve mirasi değeri sayesinde büyük ün kazanan Casa Mila, 1984 yılında UNESCO Dünya Mirasları Listesine alınmıştır. Her köşesinden yaratıcılık patlayan bu yapı günümüzde Barcelona’nın en çok ziyaret edilen tarihi çekim merkezleri arasında yer almaktadır. Aynı zamanda kültür merkezi olan yapı, seçkin sanat gösterimlerine ve tartışmalarına da ev sahipliği yapıyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder