Roy Lichtenstein,
1960’ların yeni sanat akımının en önemli isimlerinden olan Amerikalı pop artist. Belki
ismine yabancıyız ama onu retro çizgi roman kahramanlarını bolca kullandığı
eserlerinden gayet iyi tanıyoruz. Resim ve heykellerinde karakterlerinin
yüzlerinde kullandığı nokta desenleri, güçlü ve parlak renk kullanımları biraz
da sarkastik mesajları orijinalliğinin esasları.
|
Roy kendi stüdyosunda Washington Street, New York, 1986
|
|
Nokta desenlerini elde etmek için kullandığı teknik tam bir yaratıcılık eseri |
|
Whaam, 1963 Tate Müzesi |
|
Drowning Girl, 1963, MoMA |
|
Oh Jeff I Love You Too But, 1964
|
Roy Lichtenstein eserleri günümüzde herhangi bir anda karşımıza çıkabiliyor. Bir stil ikonunun giydiği etek üzerinde, dekorasyon
parçalarında, sokakta bir duvar üzerine yapılmış grafiti şeklinde ya da cadılar
bayramı makyajı olarak.
|
2012, Sao Paulo, Brezilya |
|
"Brushstrokes" 7th Avenue West 33rd Street, NYC |
|
Los Angeles |
|
Lichtenstein etkisindeki Cadılar Bayramı makyajı |
|
Zaragoza, İspanya |
Örneğin, bu yaz yaptığımız
Barselona seyahatimizde “El Cap de Barcelona” Türkçesi “Kafa” olan heykeli ile karşılaştık.
Lichtenstein sürrealist “Kafa” heykelini, 1992 yılında Barselona’da gerçekleşen
yaz olimpiyatları için tasarlamış. Malzeme seçiminde Antoni Gaudi’nin şehrin
karakterini oluşturan mozaiklerinden ilham alarak seramiği tercih etmiş. Şehir ile gerçek bir bütünlük yakalamış.
|
El Cap de Barcelona, 1992 |
Sanatının etkilerinin hala sürdürmesi ve nesillere ilham vermesi
tam olarak hayal ettiği şey mi bilmiyorum ama günümüzdeki yansımalarını görse
gurur duyacağı kesin. İyi ki cesur
davranmış, renkleri cesurca dağıtmış, içindeki coşkuyu resimlerine yansıtmış.
Yaratıcılığı ortaya çıkarmak inanılmaz
bir beceri ve emek gerektiriyor bence ama bu hediyeyi yalnızca kendine saklamak,
hak ettiği değeri görememesi oldukça üzücü bir durum. Hem eserler, hem de
yaratıcılar için. Gizlenen becerinin beceriksizlikten farkı yok ne yazık ki.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder