25 Ekim 2015 Pazar

Whaam! Wow! ROY

Roy Lichtenstein, 1960’ların yeni sanat akımının en önemli isimlerinden olan Amerikalı pop artist. Belki ismine yabancıyız ama onu retro çizgi roman kahramanlarını bolca kullandığı eserlerinden gayet iyi tanıyoruz. Resim ve heykellerinde karakterlerinin yüzlerinde kullandığı nokta desenleri, güçlü ve parlak renk kullanımları biraz da sarkastik mesajları orijinalliğinin esasları.

Roy kendi stüdyosunda Washington Street, New York, 1986
 
Nokta desenlerini elde etmek için kullandığı teknik tam bir yaratıcılık eseri 

Whaam, 1963 Tate Müzesi



Drowning Girl, 1963, MoMA 

Oh Jeff I Love You Too But, 1964
 
Roy Lichtenstein eserleri günümüzde herhangi bir anda karşımıza çıkabiliyor.  Bir stil ikonunun giydiği etek üzerinde, dekorasyon parçalarında, sokakta bir duvar üzerine yapılmış grafiti şeklinde ya da cadılar bayramı makyajı olarak.




2012, Sao Paulo, Brezilya

"Brushstrokes" 7th Avenue West 33rd Street, NYC

Los Angeles

Lichtenstein etkisindeki Cadılar Bayramı makyajı

Zaragoza, İspanya
Örneğin, bu yaz yaptığımız Barselona seyahatimizde “El Cap de Barcelona” Türkçesi “Kafa” olan heykeli ile karşılaştık. Lichtenstein sürrealist “Kafa” heykelini, 1992 yılında Barselona’da gerçekleşen yaz olimpiyatları için tasarlamış. Malzeme seçiminde Antoni Gaudi’nin şehrin karakterini oluşturan mozaiklerinden ilham alarak seramiği tercih etmiş.  Şehir ile gerçek bir bütünlük yakalamış.

El Cap de Barcelona, 1992
Sanatının etkilerinin hala sürdürmesi ve nesillere ilham vermesi tam olarak hayal ettiği şey mi bilmiyorum ama günümüzdeki yansımalarını görse gurur duyacağı kesin.  İyi ki cesur davranmış, renkleri cesurca dağıtmış, içindeki coşkuyu resimlerine yansıtmış.

Yaratıcılığı ortaya çıkarmak inanılmaz bir beceri ve emek gerektiriyor bence ama bu hediyeyi yalnızca kendine saklamak, hak ettiği değeri görememesi oldukça üzücü bir durum. Hem eserler, hem de yaratıcılar için. Gizlenen becerinin beceriksizlikten farkı yok ne yazık ki.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder